Yoğun Bakım Ünitesinde Çalışan Hemşirelerde Stres
Yaygınlığı ve Stresle Başa Çıkma Mekanizması
Raja Lexshimi RG, Saadiah Tahir, Santhna L.P, Md Nizam J
Çeviri: Şebnem Şahin
ÖZET
Yoğun bakım ünitesinde çalışan hemşireler
için çalışma ortamı devamlı bir stres kaynağıdır. Hastaların sağlık
problemlerinin karmaşık doğası çok
komplike bir teknolojinin yoğun kullanımını gerektirdiği için, araştırmacılar
yoğun bakım ünitesinin stres verici bir ortam olduğunu belirtmektedir. Bu çalışma Malezya Kebangsaan Üniversitesi
Hastanesi yoğun bakım ünitesinde çalışan hemşire personelinin yaşadığı stres
yaygınlığı ve stresi etkileyen faktörlerin araştırılmasını ve tecrübe edilmiş
stres belirtilerinin keşfedilmesini amaç edinmiştir. Bu tanımsal çalışma
Kebangsaan Üniversitesi Hastanesi yoğun bakım ünitesinde (YBÜ) çalışan 67
hemşire üzerinde gerçekleştirilmiştir. Bilgiler kişiye yönelik anketler
kullanılarak elde edilmiştir. Anket sosyo-demografik bilgiler, stresi etkileyen
faktörler ve tecrübe edilen stresin belirtilerini kapsamıştır. Toplanan
bilgiler sıklık ve yüzdelik kullanılarak analiz edilmiştir. Sosyo-demografik
bilgiler ile stresi etkileyen faktörler arasındaki ilişkiyi incelemek için
Ki-Kare Uygunluk Testi kullanılmıştır. Bulgular hemşire personelinin %100’ünün
(n=67) stres belirtileri tecrübe ettiğini göstermektedir. Kebangsaan Üniversitesi
Hastanesi YBÜ’de çalışan hemşireler tarafından tecrübe edilen stres; bilgi, iş
tecrübesi, durumu kritik olan hastalar ve çevresel faktörler gibi birçok
sebepten ortaya çıkmıştır. Kebangsaan Üniversitesi Hastanesi YBÜ’de çalışan
hemşirelerin yüksek stres altında oldukları görülmüştür. Hemşirelerin temel
yoğun bakım ünitesi kurslarını almalarını teşvik etmek ve hemşire kontenjanını
arttırmak gibi tavsiyeler YBÜ hemşirelerinde görülen yaygın stresi azaltabilir.
Stres, hasta bakımında performans ve iş kalitesini etkilemektedir, bu sebeple
hastane yönetimi stres seviyelerinin düşürülmesinde önemli bir rol oynamaktadır.
Anahtar
Kelimeler: Stres, başa çıkma mekanizması, Yoğun Bakım Ünitesi hemşireleri
GİRİŞ
Yoğun bakım ünitesinde çalışan hemşireler
için çalışma ortamı sürekli stres kaynağı oluşturmaktadır. Kritik hasta bakımı,
oldukça ciddi tedavi ve devamlı teyakkuz halinde olmayı gerektirir (Norbeck
1985). Hastaların karmaşık teknoloji kullanımı gerektiren tedavileri, YBÜ
hemşirelerinin devamlı bir stres ortamını tecrübe etmelerine yol açmaktadır
(Robinson & Lewis 1990). Hemşireler karmaşık teknolojiyle başa çıkmanın
yanında, hasta bakım yönetimiyle ilgili devamlı bir ahlaki çıkmazla da karşı
karşıyadır.
Aynı zamanda sağlık bakım hizmetindeki
değişiklikler yeni hemşirelik görevleri ve sorumlulukları oluşturmuş,
dolayısıyla stres kaynaklarına katkıda bulunmuştur (Erlen & Sereika 1997). Hemşireler
hastanın bakımını hemşirelik faaliyetleri kapsamında gerçekleştirmeye
çalıştığında stres ortaya çıkmaktadır. Bununla birlikte sürekli bir en iyiye
ulaşma isteği de strese yol açan etmenlerdendir.
Çalışma
Stresine Yol Açan Etmenler
Birçok araştırma YBÜ’nin stres verici bir
ortam olduğunu ortaya koymuş (Robinson & Lewis 1990), Youngner et al (1979)
YBÜ’nin kendi başına hemşirelerde stres üretmeye yettiğini belirtmiştir.
Çalışmalar aynı zamanda yüksek stres seviyesinin hemşirelerde yeterlilik ve iş
performansını etkilediğini göstermektedir (Taromina 2000). Hay & Oken
(1972), YBÜ ortamını ve YBÜ’de çalışmanın psikolojik etkisini hemşirelerdeki
stresin iki etmeni olarak göstermişlerdir. Buna rağmen, Hollanda’da 521 hemşire
üzerinde yapılan çalışma, yoğun bakım ünitesi çalışma ortamının başka hastane
bölümlerinden daha stresli olduğu görüşünde mutabık olmamıştır (Boumans &
Landeweerd 1994).
Bazı araştırmacılar hastaların ölümüne yakın
olmanın YBÜ hemşireleri için son derece stresli olduğunu belirtmektedir. Karar
alma yetkisi de YBÜ hemşireleri için endişe kaynağıdır. Önceki araştırmanın da
gösterdiği üzere, YBÜ hemşirelerinin yaşadığı stresin doğası daha örgütseldir.
Örgütsel stresler fiziksel, psikolojik ve sosyal sorunlardan kaynaklanabilir
(Duquette et al 1994). Sözle ve fiziki saldırının yaygın olduğu ortamlarda
çalışan hemşirelerin stres etkileriyle karşılaşmaları daha olağandır. YBÜ
hemşirelerinde strese yol açan diğer faktörler çalışma süresinin artması
(Janseen et al 1999), hemşire eksikliği, iş arkadaşlarından sosyal destek
alamamak (Balker et al,2000), çok sayıda evrak işi ve amirin yüksek
beklentileri, organizasyon ve hasta akrabaları olabilmektedir.
Çalışma
Stresinin Etkileri
Dunham’a (1984) göre, strese verilen
tepkiler üçe ayrılabilir: zihinsel, fiziksel ve duygusal. Strese verilen
duygusal ve zihinsel tepkiler sık sık duygusal halin değişimi, gereksiz
kaygılar ve öfke patlamaları şeklinde sıralanırken fiziksel stres belirtileri
kalp rahatsızlıkları, ülser ve kurdeşen şeklinde görülmektedir. Stresin aynı
zamanda gerilim, kaygı, yorgunluk ve depresyon gibi ruh hali değişimlerine yol
açtığı da bilinmektedir (Cox & Ferguson 1991). Yorgunluğun etkileri yorulma
seviyesindeki bir işlevsizlikten kontrol kaybına kadar derecelendirilebilir
(Tavares 1994). Hemşireler üzerinde yapılan önceki araştırmalar çalışma stresi
ile zihinsel acı arasında pozitif bir ilişkinin varlığını ortaya koymuştur
(Tyler & Ashway 1992). Kebangsaan Üniversitesi Hastanesi yoğun bakım
ünitesinde çalışan hemşirelerde stres yaygınlığı ve stresi etkileyen faktörler
hakkında oldukça az şey bilinmektedir. Bu sebepten ötürü bu çalışma kritik
bakım hemşireleri arasındaki stres yaygınlığını ve stresi tetikleyen etmenleri
araştırmayı, stres vericiler ve hemşireler arasındaki ilişkiyi incelemeyi amaç
edinmiştir.
YÖNTEMLER
Kebangsaan Üniversitesi Hastanesi yoğun
bakım ünitesinde çalışan toplamda 70 kritik bakım hemşiresi bu kesitsel
çalışmaya dahil edilmiştir. Havale alan ve öğrenim görülen bir hastane olması,
kritik hastaların tedavisinde karmaşık teknoloji kullanılması ve kısmen de
hastalarla eğitilmiş uzmanlar ve narkozcuların ilgilenmesi, Kebangsaan
Üniversitesi Hastanesi yoğun bakım ünitesinin seçilmesinde rol oynamıştır.
Cole’dan (1992) uyarlanan anketler dâhil edilen ve kapsayıcı kritere uyan tüm
hemşirelere rastgele evrensel bir yöntem kullanılarak dağıtılmıştır. Örneklerin
ikmalinde kullanılan kapsayıcı kriter: Malezya Hemşirelik Kurulu’nda kayıtlı
olmalarıdır. Anket, geçerliliği ve güvenirliğini test etmek üzere Tengku Ampuan
Rahimah Klang Hastanesi yoğun bakım ünitesinde çalışan 20 hemşire üzerinde
pilot olarak uygulanmıştır. Pilot uygulamanın sonuçları asıl çalışmaya dahil
edilmemiştir. Anket dört bölümden oluşmaktadır: Bölüm A sosyo-demografik bilgi
üzerinedir. Bölüm B’nin kapsadığı 25
stres unsuru üç alt-bölüm halindedir: fiziksel çevre (9 unsur), psikolojik
çevre (10 unsur) ve hemşirenin geçen 12 ayda strese verdiği tepkiler (6 unsur),
bölüm C stresi etkileyen çalışma değişkenleri ve D bölümü stresle başa çıkma
mekanizmaları. Stresle ilgili cevapları olan sorulara hemşirelerin yalnızca
‘evet’ veya ‘hayır’ cevabı vermeleri istenmiştir.
Bilgiler tanımsal analiz için SPSS 10.0 adlı
bilgisayar programına kodlanmış ve girilmiştir. Bilgiler sıklık ve yüzdeliğe
göre tanımlanmıştır. Strese yol açan etmenler ve sosyo-demografik bilgi
arasındaki ilişkiyi incelemek için bir Ki-kare testi uygulanmıştır.
SONUÇLAR
Örneklerin
Tanımı
Dağıtılan 70 anketten sadece 67 tanesi bütün
bilgileri içermiş, 3 anket boş halde geri verilmiştir. Hemşirelerin %70’inden
fazlası 22-40 yaş aralığındadır. Yalnızca %13’lük dilim 25-27 yaşındadır, aynı
yüzdelikler 28-30 yaş aralığı ve 31 yaş üstü için gözlenmiştir. Tüm hemşireler
orta öğretimi tamamlamış ve hemşire olarak kaydolmuşlardır. Hemşirelerin çoğu (%80)
üç yıldan az iş tecrübesine sahiptir. 67 hemşire içinden yalnızca 10 tanesi
(%14.3) YBÜ temel kursunu almıştır. Kısa iş tecrübesi ve temel kursun
tamamlanmayışına (%87.5) bakılırsa,
hemşireler kritik bakım hemşireliği hususunda sağlam bir temele ve yeterli
bilgiye sahip olmayabilirler. Medeni hal durumuyla ilgili sorulara, 57 hemşire
(%81.4) evli, 16 (%22.9) hemşire “aileyle yaşıyor” cevabını vermiştir. Kendi
başına yaşayan %20 ve arkadaşlarla
yaşayan dilim %57.1’dir.
Stres
Yaygınlığı
Ankete katılan hemşirelerin hepsi (%100)
fiziksel ve psikolojik stres tecrübe ettiğini belirtmiş ve son 12 ayda tecrübe
ettikleri stres belirtilerini stres envanterinde göstermiştir.
Stres
Envanteri
67 hemşireden 66’sı (%98.6) baş ağrıları,
%60’ı bunun akabinde karın ağrıları ve göğüs ağrıları (%57.1) tecrübe etmiştir.
Bunun yanında 65 hemşire (%97.1) virüs enfeksiyonuyla hasta olmuş, %84.3 uyku
problemleri tecrübe etmiş, %65.7 kilo kaybı yaşamıştır.
Ancak,
libido kaybı yalnızca hemşirelerin %5.7’lik bir azınlığı tarafından
yaşanmıştır. (tablo 1)
Kritik Bir
Hastaya Bakmak
Hemşirelerden 50 tanesi (%71.4) durumu
kritik olan hastalara bakarken, 53 tanesi (%75.7) resüsitasyon gerektiren
hastalara bakarken stres yaşadıklarını belirtmiştir.
Hemşire-Hasta
Oranı
Hemşire-hasta oranı hemşirelerin %100’ü
tarafından stres faktörü olarak tanımlanmıştır. Bunun yanında, bakması için
yalnızca bir hasta verilen hemşireler, iki ve üç hasta verilen hemşirelerden
daha az stres yaşadıklarını söylemişlerdir.
Çevre
Faktörü
%67.1’lik bir çoğunluk, teferruatlı
teknolojinin kullanıldığı bir ortamda olmayı, kumanda ve tamir etmek çok fazla
bilgi ve sabır gerektirdiği için oldukça stresli olarak anlatmıştır.
Kişilerarası
İlişkiler
31 (%44.9) hemşire başka personel-doktor ve
başhemşirelerle çalışmayı rahatsızlık verici bulurken, hemşirelerin diğer
yarısı birlikte çalışmaktan rahatsızlık duymamaktadır. (%85.5) hemşire
başhemşirelerinin, 49 hemşire (%70) doktorların varlığından rahatsızdır.
Stresin
Araştırma Değişkenleri (İş Stresörleri) ile İlişkisi
Araştırma değişkenleri ile stres arasında
kayda değer bir fark gözlenmiştir (Tablo 2). Buluntular, temel eğitimi alan
hemşireler ile almayan hemşireler arasında mühim bir fark olduğunu göstermiştir
(p<0.05). Dolayısıyla yoğun bakım ünitesinde çalışan hemşirelerden eğitime
tabi tutulmamış olanlar kritik hasta bakımını daha stres verici görmektedir. İş
tecrübesi az olan hemşireler, tecrübeli hemşirelere göre daha çok stres
yaşamaktadır (p=0.0001). Buradaki hemşirelerde iş ortamı, hemşire-hasta oranı,
kritik hasta bakımı ve stres arasında önemli farklar gözlenmiştir. Yoğun bakım
ünitesinde çalışan hemşireler için ileri teknoloji kullanımı (p=0.0011), yüksek
hemşire-hasta oranı (p=0.0321), personel/profesyonellerle iş ilişkiler
(p=0.0021) ve kritik hasta bakımı (p=0.0011) ana stres kaynaklarıdır.
Stresle Başa
Çıkma Mekanizmaları
Yoğun bakım ünitesi hemşireleri tarafından
uygulanan beş başa çıkma mekanizması tespit edilmiştir. Dua (%100) ve dinlenme
(%100) sık kullanılan stresle baş etme yöntemleridir. Fiziksel egzersizler
hemşirelerin bazıları (%35.7) tarafından uygulanmakla birlikte, duyguları açığa
vurmak ve problemleri paylaşmak hemşirelerin yarısından fazlası tarafından
stresten kurtulmak için kullanılmaktadır. Bazı hemşireler (%35.7) stresten
uzaklaşmak için iş arasında dinlenmektedir.
MÜZAKERE
Bu çalışmanın tespitleri, tecrübe edilen
stres belirtilerin %100 olması dolayısıyla Malezya Kebangsaan Üniversitesi
Hastanesi yoğun bakım ünitesi hemşireleri arasında stres yaygınlığının yüksek
olduğunu göstermiştir. Çalışmada fiziksel, psikolojik ve davranışsal değişimler
olmak üzere üç kategoride incelenen stres belirtileri, ilginç tespitler ortaya
koymuştur. YBÜ hemşirelerinde görülen genel stres belirtileri baş ağrısı, virüs
enfeksiyonlarına çabuk yakalanma, sırt ağrısı, uykusuzluk ve kilo
kaybıdır. Hemşirelerin tecrübe ettiği
psikolojik stres belirtileri olan halsizlik, kaygı duyma, bunalım, dikkati işe
vermede yaşanan sorunlar, işe duyulan ilginin azalması ve depresyon; çok sık
görülen semptomlardır.
Bununla birlikte davranışlarda; iş sırasında
hatalar yapmak, meslektaşlar ve diğer personelle çatışma yaşamak gibi
değişiklikler görülmektedir. Sonuç Milazzo (1988) ve Yip (2001)’in
tespitleriyle uyumluluk göstermiştir. Strese maruz kalmak YBÜ hemşirelerinden
hiçbirini uyuşturucu ve alkol kullanmaya yönlendirmemiştir, bunun sebebi
hemşirelerin kendilerini bunlardan uzak tutan sağlam manevi ve dini zemine
sahip olmaları olabilir. Bilgi sahibi olmak YBÜ hemşireleri arasında stres
seviyesini etkileyen bir etmen olmuştur: hemşirelerin %82.5’lik çoğunluğu temel
öğrenim kursunu almadıkları halde YBÜ’de çalışmaya gönderilmiştir. Bilgisizlik
YBÜ hemşirelerinde oluşan stresin ana göstergeleri arasında bulunmaktadır
(Steffen 1980). Bulgular aynı zamanda bu çalışmaya dahil olan hemşirelerin
çoğunun kritik hasta bakımını stres sebebi olarak değerlendirdiğini
göstermiştir. Bu durum YBÜ’deki
hastaların ya durumunun kritik olması ya da resüstasyon gerektirmeleri
dolayısıyla kaçınılmazdır. Kritik hastalarla ilgilenmek yüksek bilgi ve yetenek
seviyesi gerektirdiği için yoğun bakım ünitesinde görev yapan hemşirelerin
temel bir YBÜ kursu almaları gerekmektedir. (Kelly & Cross 1985; Sawatzk
1996)
Tecrübesizlik ve çalışma stresi arasında kayda
değer bir ilişkinin olduğu konusunda evvelki çalışmalar da mutabıktır.
(Huckabay & Jagia 1979; Oisen 1977; Stone et al. 1984) Huckabay & Jagia
(1979) tecrübesizlik ve çalışma stresi arasındaki ilişkiyi araştırmış ve
“Hemşire gerekli bilgi ve yeteneği edindiğinde, stres katsayısı düşmektedir.”
Sonucuna ulaşmıştır. Buna rağmen Sawatzk (1996), hemşirelerin yetersiz bilgiyi
teşvik edici bulduğunu söylemiştir. Pagana (1990) da hemşirelik öğrencilerin
ilk klinik tecrübelerini korkutucu değil teşvik edici bulduklarını
kaydetmiştir.
Yoğun bakım ünitesinde ölümün sık
karşılaşılan bir durum olması, YBÜ hemşirelerinde yüksek stres oluşturmaktadır.
Bu tespit Sawatzk (1996) ve Bartz & Maloney’nin (1986) sonuçlarıyla da
uyumludur. Lau &Chan’in (1995) çalışma sonuçları da Hong Kong’da YBÜ
hemşirelerinin kritik hasta bakımıyla ilgilenmekten, hemşire eksikliğinden,
yoğun çalışma saatlerinden ve personel içinde kişilerarası ilişkilerden dolayı
stres yaşadıklarını göstermiştir.
Hemşirelerin birden fazla hastaya
baktıkları gözlenmiştir. Hemşireler iki veya üç hastaya birden bakmanın
gerginlik yarattığını söylemektedir. Coghlan’a (1984) göre hemşirelerin iki
veya üç hastaya bakmasının sebebi hemşire eksikliğidir. Hemşirenin iş
yoğunluğu, hastanın gereksinimlerini yerine getirememesine yol açmaktadır,
nihayetinde hastalar ve hemşireler sıkıntı yaşamaktadır. Sonuçta hemşirenin
stres altında olması hasta üzerinde etkili olmakta ve hasta bakımını tehlikeye
atmaktadır (Gentry et al.1972; Rich & Rich 1987). Oysa ki Payne’e (2001)
göre, iş yoğunluğunun sıkça stres kaynağı olarak gösterilmesine karşın, stres
optimum faaliyet için tetikleyici olabilir. Fakat elbette, yoğun çalışma
saatleri başka olumsuz sonuçlara yol açabilmektedir.
Meslektaşlarla profesyonel bir iş ilişkisini
devam ettirmek, uyumlu çalışma ortamıyla sonuçlanacağı için önemlidir. Ekip
çalışması ve işbirliğinin güçlü olması gerekmektedir, aksi halde hemşireler
sorunları konuşmakta sıkıntı yaşabilirler. Çatışmaları sağlıklı bir usulle
çözmeyi başaramazlar ve klinik kararlara da dahil olmazlar. Zayıf profesyonel
ilişkilerin stresli çalışma ortamına yol açması Cottrell (2000) tarafından da
belirtilmiştir. Bu bakımdan, hemşirelerin iletişim kurabilmesi ve işbirliği
yapabilmesi için uzmanlaşmış bilgi ve yetkinlik gerekmektedir, bu da hasta
bakımı kalitesini arttıracaktır. Aslında hem doktorlar hem de hemşireler yetersiz
oldukları ve sorumluluk almak istemedikleri için profesyonellerle ilişki
kurmakta zorlanmaktadır (Maxfield 2005).
Güvensiz bir çevre de hemşirelerde stres
yaratabilir. Bu tespit Briner’in (1999) tespitleriyle uyumluluk göstermektedir.
Yoğun bakım ünitesi ortamı fiziksel, bilişsel ve duygusal çaba gerektirir.
Stresli deneyimler personel çatışmaları, devamsızlık, moral bozukluğu, düşük
üretkenlik ve tamamen tükenme gibi işle ilgili sorunlara yol açabilir
(Stechmiller & Yarandi 1993; Bailey 1980).
Stres, sosyal destek gibi başa çıkma
kaynaklarıyla hafifletilebilir. Bu çalışmaya katılan hemşireler dua ve dinlenme
gibi son derece etkili başa çıkma yöntemleri kullanmıştır. Fakat hemşirelere
uygun başa çıkma becerileri öğretilmelidir. Tamamen tükenmeyi engellemek için
YBÜ hemşirelerine stresle başa çıkma eğitimi uygulanabilir (Payne 2001). Buna
karşın birkaç çalışma “Zahmetli problem çözme”nin başka ülkelerdeki hemşireler
arasında en yaygın başa çıkma yöntemi olduğunu belirtmiştir (Payne 2001, Healy
2000; O’Brien & Delongis 1996).
ÖNERİLER VE SONUÇ
Bu çalışma kritik hasta bakımı ve
yönetimiyle ilgili mühim sonuçlar içermektedir. Kritik bakım hemşireleri yüksek
sorumluluk ve hasta bakım yönetimi sebebiyle oldukça stresli bir ortamda
çalışmaktadır. YBÜ hemşireleri hasta ailesi ve hastanenin kaliteli bakım talebinin
yanında teknolojik uzmanlık ihtiyacıyla da karşı karşıyadır. Malezya Kebangsaan
Üniversitesi Hastanesi YBÜ hemşirelerinin yaşadığı stresin kaynağı artık tespit
edilmiştir. Stres kritik bakım hemşirelerinin sağlığı ve refahında etkili
olduğu için organizasyonların YBÜ hemşirelerindeki stresi azaltmaya yönelik tedbirler
alması gerekmektedir. Yoğun bakım ünitesi hemşirelerinin temel YBÜ kurslarına
katılmalarını teşvik etmek, personel kontenjanını arttırmak gibi öneriler YBÜ
hemşirelerinin yaşadığı stres seviyesini düşürmeyi sağlayabilir.